TV Programları
‘’Güneş yerinde her şey yolunda’’
Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın “Yeni Bir Sabah” programında gündeme dair soruları yanıtladı.
Suriye’de yaşanan gelişmeler üzerine değerlendirmede bulunan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “61 yıllık bir Esad rejimi var. Bunun son 13 yılı Hafız Esad’ın oğlu Beşar Esad ile geçti. Ve göreve geldiği andan itibaren de Suriye’de sosyal çalkantılarla başladı. Batı ülkeleriyle olan münasebetleri, komşu ülkeleriyle olan münasebetleri devletin coğrafyada tutunmasına engel teşkil edebilecek bir durum arz ediyordu. Bu aslına bakarsınız beklenen bir sondu. Ama bu kadar kısa bir zaman içinde rejimin yok edilmesi yani 12 günlük bir zaman zarfı içerisinde yok edilmesi beklenen bir şey değildi. Bu hızla bir şey gerçekleşiyorsa onun arkasında mutlaka başka şeyleri de aramak lazım. Amerika Birleşik Devletleri’nin Sovyetler Birliği’yle İsrail ile komşu ülkelerle iş ülkelerle olan ve temasları ilişkileri orada oluşturduğu örgütsel altyapılar yararlandıkları enstrümanlar ve argümanlar bu sonu hazırladı. Coğrafya zaten ziyadesiyle karışık. Etnik temel üzerinden ciddi tartışmalar yaşanıyor ve din üzerinden tartışmalar var mezhep üzerinden tartışmalar. Bunların tamamı farklı bir biçimde silahlı örgütlenme yoluyla da ele geçirildi Batılı emperyalistler tarafından da. O düğmeye basıldığı andan itibaren de rejim buna direnemedi. Millet olmak hiç kolay değil, millet olmak için sadece bir coğrafyada sınır çizmek yeterli değil. Ayrıca çizilen sınırlarda başkalarının iradesiyle çizilmiş sınırlar, dolayısıyla kurulduğu andan itibaren başkalarının vesayetine muhtaç bir görüntü sergiliyor tarihsel açıdan baktığınızda Suriye. Bu zamana kadar olup bitenler de Türkiye’nin bütün alternatifleri değerlendirerek tedbir alması gerekiyordu. Ben o zaman her konuşmamda da ifade ettim toptancı bir tarih şuuru gerekiyor. Bunlara kökten çözümler bulabilmek için tedbirler geliştirebilmek için Türkiye zaman zaman orada uyguladığı politikalarda kırılganlık da gösterdi” dedi.
“SANKİ ORADA TÜRKİYE ÇOK BÜYÜK BİR ASKERİ ZAFER ELDE ETMİŞ HAVASINA KAPILDI”
Yaşanan gelişmelerin medyada çok yönlü olarak yorumlandığına dair Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Benim şahsen beklentimin dışında bir gelişme değil. Türkiye'nin okuyamadığı bir problem gözüyle bakmıyorum ben. 2023 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Dışişleri Bakanı bölgedeki sınırların dönüştürüleceğini söylemişti zaten. Buradaki değişikliklerin Türkiye’nin beklentilerinin hilafına gerçekleşmemesi de lazım. Bütün bu olup bitenlerden iç siyasette kullanılmak üzere argüman üretmeye çalışan bir hükümetle de baş başayız, bir liderlik anlayışıyla da baş başayız. Onun için Suriye’nin kuzeyinde olup biten birtakım olaylardan sonraki bu aşağıya kadar geldi yani Halep’ten başlayarak Hama’ya, Humus’a ve Şam’a inince sanki orada Türkiye çok büyük bir askeri zafer elde etmiş havasına kapıldı”
“TERÖRLE İLİŞKİSİ OLAN YAPILARIN ELDE ETTİKLERİ BAŞARILARA BİR ASKERİ BAŞARI GÖZÜYLE DE BAKMAMAK LAZIM”
Vatandaş bu hissiyata sebepsiz kapılmadığının altını çizen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Aralık günü Suriye’de yaşanan gelişmeler üzerine yapmış olduğu bir açıklamada kullandığı; “Türkiye'nin asıl sahipleri tarafından ele geçirildi” ifadelerine tepki gösterdi.
Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu şunları söyledi: “Temenni ederim ki dil sürçmesidir bu. Ama sayın Cumhurbaşkanı bunu prompterdan okudu, yazılı bir metinden bunu okudu. Eğer o metne bunu koyan birileri varsa sayın Cumhurbaşkanının mutlak suretle onu gözden geçirmesi gereklidir diye düşünüyorum. Kendisinden bir açıklama gelmedikten sonra bizim söylememiz icap eden şeyler var yani Türkiye’nin asıl sahiplerinin eline geçtiği denirse o zaman oradaki emperyal güçlerin vesayeti altında bir ülke çağrıştırır. Ayrıca orada biliyorsunuz bütün örgütler pkk ile ilişkili örgütler ayrıca bir örgüt var HTŞ diye ki Şam’a kadar inen o örgüttür. Türkiye’de terör örgütü olarak tanınan bir örgüt ve bütün dünyada da terör örgütü diye tanınan bir örgüt. Dolayısıyla terörle ilişkisi olan yapıların elde ettikleri başarılara bir askeri başarı gözüyle de bakmamak lazım. Çünkü terör örgütleri 2 ucu keskin kılıçtır” dedi.
“BÖLGEMİZDE YENİ BİR TERÖRİSTANIN İNŞA EDİLMESİNİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ”
TBMM’deki Bütçe görüşmeleri esnasında vatandaşlık verilen Suriyelilerin vatandaşlıklarının iptaline dair sözleri hatırlatılan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, “Aynı şekilde ısrarlıyım. O bölgede Türkiye’nin sınır güvenliğini muhafaza etmesi lazım. Irak PKK’sıyla Suriye PKK’sının ve PKK’nın uzantılarının ilişkilerinin kesilebilmesini temin etmek bakımından Rakka'dan Haseki’ye Haseke’den Sincar'a kadar bir güvenlik hattı oluşturulması lazım. Irak PKK’sıyla Suriye PKK’sının bağlantısı mutlaka koparılmalı ve bölgemizde yeni bir teröristanın inşa edilmesinin önüne geçilmeli. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti şu anda acil eylem planıyla onu yaşama geçirmek durumunda. İkincisi Suriyeli sığınmacılar konusu burada söylüyorum. Esad gitti misafirlik bitti. Artık Türkiye’de kalmalarını icap ettiren bir durum yok. Ben meseleye ırkçı bir pencereden yabancı düşmanlığı üzerinden falan bakmıyorum. Ben bunun demografik yapımızda oluşturacağı oluşturulması muhtemel tehditler üzerinden bakıyorum”
SURİYELİLERE VERİLEN VATANDAŞLIKLAR: “TAMAMININ İPTALİ GEREKİYOR”
İYİ Parti’de başka siyasi partilerden farklı olarak Millî Güvenlik Politikaları ve Göç Başkanlığı olduğunun altını çizen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu;
“Bu başkanlık çok uzunca bir zamandan beri çalışıyor. Parti kurulduğu andan itibaren çok yoğun faaliyetlerimiz var ve bir milli göç doktrinimiz var bizim, kamuoyuyla paylaştığımız. Her şeyi bir takvime bağlanmış ve Suriyeli sığınmacıların Türkiye’den nasıl gönderileceğine dair insani koşullar nazarı itibare alınarak nasıl göndereceğini gönderileceğine dair planlama ve programlama orada yapılmış. Türkiye'de vatandaşlık verilen Suriyelilerin vatandaşlıkları başka yabancılara verilen istisnai vatandaşlığa benzemiyor çünkü kanunsuz. Kanun hükmünde kararnamelerle istisnai vatandaşlık verilen Suriyelilerin Türkiye’de mal edinimi yasak dolayısıyla mal edinebilmesi mümkün olmayanlara mal edinimi üzerinden bir vatandaşlık verilmesi hali nereden bakarsanız bakın onların vatandaşlıklarının iptal edilmesi gerçeğiyle buluşturuyor. Suriyelilerin gayrimenkul alma imkânı yok Türkiye’de bu Atatürk zamanında daha Hatay Türkiye’ye bağlanmadan kanunla yasaklanmış. Dolayısıyla bunun üzerinden verilmiş vatandaşlıkların tamamının iptali gerekiyor ve yaptığımız araştırmalara göre de Suriyelilerin elde ettiği vatandaşlığın çok büyük bir kısmı bu istisnai durumdan kaynaklanıyor. Yasaya aykırı bir kanun hükmünde kararnameyle yapılmış bütün bunlar bu şeyin düzenlemenin ya da işte vatandaşlık verme halinin iptali için biz hem Danıştay’a müracaatta bulunduk. Hem idari mahkemeye müracaatta bulunduk. Türkiye Barolar Birliğinin açmış olduğu bir davaya da müdahil olduk. Türkiye Cumhuriyeti behemehâl bu 238.000 Suriyeliyi kendi ülkelerine geri göndermelidir. Bunun nasıl yapılacağı eğer bir hazırlığı yoksa hükümetin, bizim bu zamana kadar yapmış olduğumuz hazırlıkları ve çalışmaları onlarla paylaşacağımızı buradan ifade ediyorum”
“BU ÜLKENİN DIŞİŞLERİ VE SAVUNMA BAKANLIKLARI MUTLAK SURETTE SİYASİ PARTİLERİ VE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’Nİ KONUYLA İLGİLİ BİLGİLENDİRMELİ”
Sorumluluk duygusuyla bu ülkeyi yönetenlere sesini duyurmaya çalıştığının altını çizen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Bunu da gayet ölçülü bir biçimde yapmaya çalışıyoruz. Çözümü beraber bulmamız gerekiyor ya burnumuzun dibinde bir ülke parçalanıyor, bu ülkede silahlı emperyalistler bu ülkede silahlı mücadeleyi veren örgütler var. Bu örgütler orada ordulaştırılmış kendi kendine olabilecek bir iş değil. Bunların arkasındaki güç herkesin malumu ve bu gücün neye hizmet ettiği de herkesin malum Türkiye Büyük Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu konuşulmalı. Bu ülkenin Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları mutlak surette siyasi partileri ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni konuyla ilgili bilgilendirmeli. Salt hamasi söylemlerle efendim işte Türkiye’nin 81 vilayeti var; Halep 82 şurası 83 burası 84 dilinden birtakım hayallerin kurulması insanın yüreğini ferahlatıyor olabilir; ama siz bu hayalleri kurarken bu ülkede 81’i 80’ne, 80’ni 79’a 78’e, 77’ye düşürmek isteyenler var” ifadelerini kullandı.
BAHÇELİ’NİN ALKIŞLAYACAĞI BASINA ÖNCEDEN BİLDİRİLMİŞ
Bütçe görüşmeleri esnasında DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın konuşmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin alkışlamasına dair “şaşkın değil kızgın bakışlarla karşıladığına” yönelik sözleri sorulan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu;
“Beklentilerimin hilafına bir davranış değil bu. Ayrıca ipuçları da vardı orada Sayın Bahçeli bu tür şeyleri yapmadan önce yakınları tarafından medyayı haberdar eder. Sayın Bakırhan kürsüde konuşurken ve konuşmasının sonuna gelindiğinde ya da yaklaşıldığında basın tribünündeki gazetecilerin tamamı sayın Bahçeli’ye tevcih ettiler objektiflerini. Dolayısıyla böyle bir hazırlığın olduğunu orada gözlemledim. Önceden bildirilmiş yani Devlet Bey bir şey yapacak konuşmanın sonunda diye gazetecilerin kameraları Devlet Bey’in olduğu tarafa yönelince ben böyle bir şey olacağını tahmin ettim. Hatta onu konuştuk Turhan Bey ile aramızda. Herhalde alkışlayacak gazeteciler hazırlık yapıyor dedim. Alkış da böyle bir sıradan alkışlıyorum görüntüsü de değil, iştah ile diyelim yani coşkuyla da değil iştah ile yapılan bir alkışlama” dedi.
“BU DEĞİŞİKLİĞİN BİZZAT SAYIN BAHÇELİ TARAFINDAN İZAHA MUHTAÇ OLDUĞUNU GÖRÜYORUM”
Siyasi rakiplerin doğru bir şey söylendiğinde alkışlanmasında bir mahsur olmadığının altını çizen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Netice itibariyle bütçede konuşma hakkı olan, devlet tarafından bütçelendirilen, devlet tarafından makam arabası verilen, komisyonlarda temsil edilen bir siyasi parti. Geçmişte bunu ben söylediğim için eleştirildim Milliyetçi Hareket partili bir kesim tarafından. Yani anayasal çerçevede Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen bir siyasi partidir. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde başkanlık makamına riyaset eden başkan vekilleri var dedim. O zaman beni pkk’nın uzantısı olan HDP’yi meşrulaştırmakla itam etmişlerdi. Bugüne kadar söylediklerinde herhangi bir değişiklik olmayan, bugüne kadar Milliyetçi Hareket Partisi tarafından telin edilen söylemlerin bugün alkışlanması hâli aslında Milliyetçi Hareket Partililerin düşünmesi icap eden bir haldir. Onun için bana atfen köşe yazıları yazmaya, televizyon yorumları yapmaya da hiç gerek yoktur. Ben kendimin kim olduğunu biliyorum. Malzemenin ne olduğunu biliyorum ve buna bağlı olarak geçmişte mensubu olduğum bir siyasi hareketin bugünkü mensuplarına karşı sorumluluğumuzun ne olduğunun idraki içinde yaşıyorum. Ama bu benim gerçekleri konuşmamı engelleyemez. Yani bu değişikliğin bizzat Sayın Bahçeli tarafından izaha muhtaç olduğunu görüyorum ben” şeklinde konuştu.
BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARININ SURİYE İLE BAĞDAŞTIRILMASINA: “BAŞKASININ PLANINA ALET OLMUŞ OLMANIN MAZARETLERİ”
Bahçeli’nin açıklamalarının ardından Suriye’deki gelişmelerin yaşanmasının iktidara yakın bazı kesimler tarafından “Bahçeli’nin söylediklerinin anlaşılması” olarak okunmasına dair görüşleri sorulan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Bu yaklaşım Suriye’deki hangi gelişmeyi değiştirmiştir? İmralı’daki canibaşının Suriye’deki örgütlerle olan ilişkisi nedir 25 yıldır cezaevinde yatan adamın? Onlara uygulayacağı yaptırım nedir? Bunlar başkasının planına alet olmuş olmanın mazaretleridir. Ben bu konuya çok şaşırmadım ama bu milletin bir mensubu olarak ziyadesiyle kızdığımı söyleyebilirim. Ayrıca Sayın Bahçeli’nin bu gibi süreçlerde atmış olduğu adımların benim açımdan şaşırtıcı bir yanı yoktur” ifadelerini kullandı.
‘’BU ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN SİYASİ RİSKLER ALINMASI İCAP EDİYORSA BU RİSKİ ÖNCE CUMHURBAŞKANI’NIN ALMASI LAZIM’’
Bütçe görüşmeleri esnasında DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın konuşmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin alkışlamasına dair “Devlet Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtamaz” sözleri sorulan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu;
‘’Bunun için bir süreci anlatmam lazım. Bahçeli bir şey yaptığında, son yaptığında da dikkat ederseniz Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayın Bahçeli’nin siyaseten büyük risk aldığını söyledi. Bu ülkenin geleceği için siyasi riskler alınması icap ediyorsa bu riski önce Cumhurbaşkanı’nın alması lazım. Bu eğer Devlet Bey’e üstlenmesi icap eden bir risk olarak vazife gibi tevdi edildiyse bunun üzerinde oldukça konuşmak ve tartışmak gerekiyor.’’
‘’FİKRİ BÜTÜNLÜĞÜ OLMAYAN, FİKRİ İNSİCAMI OLMAYAN, BUGÜNÜ DÜNÜNE KEFİL OLMAYAN İNSANLAR BENLE FİKİR YARIŞTIRMAYA KALKMASIN’’
Geçmişten bugüne Bahçeli’nin çıkışlarını değerlendiren Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Bütün bunların yapılması hep kırılma noktalarında Sayın Devlet Bahçeli’nin şaşırtıcı söylemlerinden kaynaklanıyor. Onun için ben ona şaşırmıyorum. Ve onun arkasında acaba ne olacağını düşünüyorum. Ve ben geldiğim yerin fikri müktesebatını da biliyorum. Bana hiç kimse ‘yok efendim devlet aklı, Ortadoğu okuması’ falan gelip de bunlardan bahsetmesin. Fikri bütünlüğü olmayan, fikri insicamı olmayan, bugünü dününe kefil olmayan insanlar benle fikir yarıştırmaya kalkmasın ve benim bu ülkeye olan sadakatimi sorgulamaya kalkışmasın. Onun için herkese haddini bilmesini tavsiye ediyorum. Ben bu ülkenin gerçeklerini konuşmak üzere siyaset yapıyorum. Birilerinin yaptığı hataları tevil edecek ya da anlaşılamayacak laflarını tefsir edecek bir sorumluluğum yok benim. Ben bu millete karşı sorumluyum, millete karşı da görevimi yerine getiriyorum.’’
‘’CHP’NİN ATMIŞ OLDUĞU BAZI SİYASİ ADIMLAR SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN YENİ STRATEJİLER OLUŞTURMASININ ÖNÜNÜ AÇIYOR’’
Erken seçim tartışmalarına ilişkin görüşleri sorulan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, yakın bir takvimde seçim beklemediğini ifade ederek; ‘’Yakın zamanda bir seçim beklemiyorum. Çünkü seçimin tarihi muhalefetin yanlış uygulamaları münasebetiyle sayın Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek hâle getirildi. Onun uygun zamanlaması söz konusu olacak. Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir erken seçim kararı çıkmasını temin edecek aritmetik işlemler yapıyor. Yani Meclise aritmetiği üzerinde de çalışmalar yapıyor. Ben ana muhalefet gibi görünen Cumhuriyet Halk Partisi'yle ya da bizle…’’ derken İsmail Küçükkaya’nın ‘’ana muhalefet değil mi?’’ diye sorması üzerine şu şekilde konuştu:
‘’Aslında ana muhalefet yok Anayasa’mıza göre, Meclis iç tüzüğüne göre de yok. Türkiye'nin ikinci partisi. Meclis’te iktidar partisi de yok. Biraz da anlam yüklensin istiyorum ama bunu temin için söylemiyorum. Şimdi bazen muhalefet yapıyor, bazen bir yakınlaşma normalleşme duygusu ve düşüncesi içerisinde. O sebeple atmış olduğu bazı siyasi adımlar sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni stratejiler oluşturmasının önünü açıyor bana göre.’’
‘’MUHALEFETİN YAPMASI İCAP EDEN ŞEY ASLINDA ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNE KAPALI DURMAKTI. BEN HEP ÖYLE DEDİM VE ERKEN SEÇİMİ BÖYLE ŞÖVALYE MANTIĞIYLA GÜNDEME GETİRMEMELİYDİ’’
Erken seçim tartışmalarını değerlendirerek konuşmasını sürdüren Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Şimdi bir erken seçimden bahsederseniz o erken seçim yapmanın koşullarını kendi siyasi beklentisine cevap verecek hâlde projelendirir. Zaten iki imkânları var; biri Anayasa’yı değiştirmek, diğeri de erken seçim yapmak. Muhalefetin burada yapması icap eden şey aslında Anayasa değişikliklerine kapalı durmaktı. Ben hep öyle dedim. Ve erken seçimi böyle şövalye mantığıyla gündeme getirmemeliydi. Eğer bu ülkenin gerçekten seçime ihtiyacı varsa ki elbette ki var ama sadece seçime değil bir iktidar değişikliğine ihtiyacı var. Anayasa bu hakkı sayın Cumhurbaşkanına veriyor. Yine çıkaracağım Anayasa’mı cebimden. Bu Anayasa diyor ki; ‘Sayın Cumhurbaşkanı seçimin yenilenmesini isteyebilir, bu onun yeniden Cumhurbaşkanı adayı olmasının da önünü keser.’ Ama memleket için seçim gerekiyorsa 3 dönem seçilmiş bir Cumhurbaşkanı zaten Anayasa’ya göre aday olamayacakken dördüncü defa aday olmasını arzulayan insanlara karşı feragat sergileyebilir ve Türkiye’de seçim kararını reisen kendisini alır ve Türkiye’yi seçime götürür. Bunu onun oyun kurmasını engellemek için söylüyorum. Onun iştahının kabarmasının engellenmesi için söylüyorum.’’
‘’ BUNLARIN KONUŞTURULMASI DEVLET AÇISINDAN BİR ZAFİYET İŞARETİ BANA GÖRE.’’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mehmet Uçum’un; ‘’Erdoğan millî bir değerdir’’ sözleri ve Bahçelinin; ‘’Erdoğan’ın adaylığı bir zorunluluktur.’’ sözlerine ilişkin Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu;
‘’Bunlara bunların konuşturulması devlet açısından bir zafiyet işareti bana göre. Bir adım daha iletiye gideyim. Recep Tayyip Erdoğan aday olmak ve aday olduğu seçimi kazanmak için aday olması muhtemel insanların aday olmasını engelleyecek hukuki süreçler başlatacaktır türünden de endişeler var Türkiye’de. Türkiye bunu 21 yüzyılın başında hak eden bir ülke midir? Bütün bunlar sayın Cumhurbaşkanı’nın ve etrafındaki zevatın karakteristik özelliklerinden kaynaklı handikaplar ve bu handikapları kimler getirdiyse onların ortadan kaldırması lazımdır diyorum ben siyaseten.’’
‘’O zaman şunu da söyleyebilirsiniz yani rahat bir biçimde. Bir düzenleme yapın, ömrünün sonuna kadar Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasının önünü o yasal düzenlemeyle yapın. Yani bu kadar insanı birbirine kışkırtmanın, kutuplaştırmanın, umutvar etmenin bir anlamı yok ki. Hiç kimse de bu işle uğraşmaz, kimse de Anayasa’nın arkasına dolanmaz. Hiç kimse geleceğine dair endişeler yaşamaz. Bunları ortadan kaldırdığınızda Türkiye aslında rahatlayacaktır. Türkiye’de tek başına bir kişi yapabilir bunu yani hırsını bir tarafa koysa tek başına bir kişi bunu yapabilir. Türkiye'deki bu tartışmaları da ortadan kaldırabilir.’’
‘’TBMM’DE CUMHUR İTTİFAKI DIŞINDAKİ PARTİLER; ‘ERKEN SEÇİME KAPALIYIZ KARDEŞİM, ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE DE KAPALIYIZ’ DEDİĞİMİZDE TAYYİP ERDOĞAN'IN BİR TEK ALTERNATİFİ KALIYOR. O DA KENDİSİNİN SİYASİ İNTİHARI ANLAMINA GELİR.’’
‘’Yani TBMM’de Cumhur İttifakı dışındaki partiler; ‘Erken seçime kapalıyız kardeşim, Anayasa değişikliğine de kapalıyız’ dediğimizde Tayyip Erdoğan'ın bir tek alternatifi kalıyor. O da kendisinin siyasi intiharı anlamına gelir. TBMM’de 360 kişilik nitelikli çoğunluğu yakalamak için siyasi transferler yapması. Onun dışında bir alternatifi kalmaz ve toplumda yaşanan bu gerginlik de sabun köpüğü gibi aşağıya çekilir.’’
‘’TÜRKİYE’NİN KONUŞMAYA İHTİYACI VAR’’
İsmail Küçükkaya’nın; ‘’Sizde bir değişiklik görüyorum zihniniz berraklaşmış politik olarak çok net. Biz siyasette bu kadar net analizler görmüyoruz’’ sözleri üzerine Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Türkiye'nin buna ihtiyacı var İsmail Bey. Türkiye'nin konuşmaya ihtiyacı var. Yani Türkiye konuşamadığı için bunları yaşıyoruz.’’ dedi.
‘’TÜRKİYE'NİN ŞARTLARI, İŞVERENİN DURUMU, İŞVERENE MALİYETİNDEN MESELEYE YAKLAŞARAK ASGARİ ÜCRETİN EN AZ 28.000 TL OLMASI GEREKTİĞİ HUSUSUNDA HEMFİKİR OLDUK’’
İYİ Parti’nin asgari ücret önerisine ilişkin konuşan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, asgari ücretin önce ne olduğunun tanımlanması gerektiğini vurgulayarak; ‘’Asgari ücret bir başlangıç ücretidir. Adı da üstünde en düşük ücret demektir. Ama Türkiye'nin %65’i çok üzülerek söylüyorum bu asgari ücretle geçiniyor. Burada bir hesaplama yaparken elbette ki işçinin hak ve hukukunu ve yaşam standartlarını koruyacaksınız, işverenin de pozisyonunu dengeleyeceksiniz. Dolayısıyla afaki rakamlar konuşmanın çok yararlı olacağı kanaatinde değilim. Yani makulü anlatmak ve onu makbul hâle getirmek lazım. Biz partimizin ekonomi kurullarında, konuyla ilgili etkin ve yetkin arkadaşlarımız Türkiye'nin şartları, işverenin durumu, asgari ücretin işverene maliyeti noktayı nazarından meseleye yaklaşarak bunun en az 28.000 TL olması gerektiği hususunda hemfikir olduk ve kamuoyuyla da paylaştık. Burada yapılması icap eden şey sosyal tedbirlerin de alınması. Çünkü Türkiye’de önlenemeyen bir enflasyon trendi var. Buna bağlı olarak da paranın alım gücü her geçen yıl düşüyor. Senede bir defa asgari ücret belirlemesinin uygun olduğu kanaatinde değilim. Biz geçmiş dönemlerde bunun üçer aylık periyotlar hâlinde ele alınması gerektiğini de ifade etmiştik. Ama Türkiye'nin bugünkü şartlarına bakarak en azından yılda 2 kere bunun yapılması gerekliliğine işaret ettik.’’
‘’ASGARİ ÜCRET KONUSUNDA İŞÇİNİN TALEPLERİNİN MASADA KARŞILIK BULMASI DA ÇOK KOLAY DEĞİL.’’
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na yönelik konuşmasını sürdüren Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, komisyondaki sendikalarla görüşüp kendi asgari ücrete yönelik görüşlerini paylaştığını ifade ederek; ‘’Asgari ücret konusunda işçinin taleplerinin masada karşılık bulması da çok kolay değil. Geriye dönüp baktığınızda birçok asgari ücret belirlemesinde işçi sendikalarının imzalarının olmadığını görüyorsunuz. Türkiye bu konuyla ilgili bir mesafe katetmiş, buradan da sendikalarımıza teşekkür etmemiz gerekiyor. İşçiyi temsil eden o masada oturan Türk-İş Başkanı sayın Ergün Atalay asgari ücretin belirlenmesinde hem HAK-İŞ’ten hem de Devrimci İşçi Sendikalarından görüş alıyor. Üçünün ortak görüşünü tespit komisyonuna getiriyor. Bu 3 bileşenin ikisi karar vermesi hâlinde asgari ücret belirlenmiş oluyor. Yani işçi sendikaları bu asgari ücrete katılmasa devleti temsilen hükûmet ve işvereni temsilen TİSK doğrudan doğruya bu asgari ücreti belirleme imkânına sahip oluyor. Ondan sonra sayın Cumhurbaşkanımız ‘bu yetmez’ diyor. 1 lira, 25 kuruş üzerine koyuyor oradan da asgari ücrete de müdahale etmiş oluyor işte.’’ diye konuştu.
‘’BU ÜÇÜNÜ BİR SİYASİ PARTİ TOPLANTISINA TAM KADRO KATILDIĞI ZAMANA KADAR GÖRÜLMÜŞ BİR ŞEY DEĞİLDİR.’’
Emekliler üzerinden konuşmaya devam eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti olarak başka siyasi partilerin bu zamana kadar yapmadığı bir şekilde Emekliler Kurultayı düzenlediklerini ifade ederek; ‘’Türkiye'de bu zamana kadar olmayan bir şey yaşandı. O gün bütün işçi sendikaları oradaydı, işçi sendikalarının değerli başkanları oradaydı. Yani Türk-İş’i temsilen sayın Atalay, Hak-İş’i temsilen sayın Mahmut Arslan, Esnaf Konfederasyonu’nu temsilen sayın Bendevi Palandöken katıldı. Bu üçünü bir siyasi parti toplantısına tam kadro katıldığı zamana kadar görülmüş bir şey değildir.’’ dedi.
‘’EMEKLİ BİR LÜTUF BEKLEMİYOR, EMEKLİ BİR HAK İSTİYOR. EMEKLİNİN BU HAKLI ARAYIŞINDA YANINDA OLACAĞIMIZI BİLDİRMEK İSTİYORUM.’’
Emekli maaşları üzerine konuşan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Emekliye verilen şey maaş değildir. Emekli bu ülkeye hizmet eden insandır. Alın terinden prim ödeyen insandır. Aslında emekliye bir ücret veriyorsanız o bu zamana kadar onlardan kestiklerinizle oluşmuş bir ücrettir. Dolayısıyla emekliye verilen bir lütuf yoktur. Emekli bir lütuf beklemiyor, emekli bir hak istiyor. Dolayısıyla emeklinin bu haklı arayışında yanında olacağımızı bildirmek istiyorum.’’ dedi.
Çayırhan’daki maden işçilerinin devam ettirdiği eyleme de değinen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’İşçinin hakkı, emeklinin hakkı bu ülkenin değerlerini koruyanların hak mücadeleleri… İYİ Parti olarak biz bunların hepsinin yanındayız. Bu konuyla ilgili herhangi bir taassubumuz yok. Hiçbir konuya kendi siyasi menfaatlerimiz çerçevesinde bakmıyoruz ve toplumun nezdinde de bu duruşumuz istismardan uzak tavrımız faydacı fırsatçılığa yaklaşmamız konulara oldukça büyük bir beğeni topluyor.’’ dedi.
‘’KURADA ÇIKMIŞ KONUTLARI KENDİSİNE TESLİM EDİLMİŞ GÖRÜLEN VATANDAŞLARIMIZ HÂLÂ KONTEYNER KENTLERDE YAŞIYOR.’’
Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya’da deprem bölgelerine giden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu oradaki gözlemlerini şu sözlerle anlattı:
‘’Bu gidişimizde çok bir şeyin değişmediğini gözlemledim. Hâlâ kaldırılamayan enkazlar var yerine getirilemeyen taahhütler var. Konteyner kentlerde yaşayan insanlarımızın mağduriyeti artıyor. 2 kış geçirdik bu üçüncü kış. Barınma ihtiyacının yanında artık gıda ihtiyacı da had safhaya ulaşmış. Ayrıca insanlar hem varlıklarını kaybetmişler hem sevdikleri hayatlarını kaybetmiş. Yani telafi edilemeyecek birçok sorunu da var insanların. Devletin oraya sadece konut yapmakla yetinmemesi lazım ki onlar da taahhüt edildiği zamanlarda yapılamıyor. Bu zamana kadar yapılan imalatın teslimat noktayı nazarından baktığımızda %10’u aşmadığını görüyoruz. Gidiyorlar, kuralar çekiyorlar; ‘Konutları sahiplerine teslim ettik’ diyorlar. Ama üzülerek ifade edebilirim ki kurada çıkmış konutları kendisine teslim edilmiş görülen vatandaşlarımız hâlâ konteyner kentlerde yaşıyor.’’
‘’EN AZ 3 YILLIK BİR DÖNEM İÇİN MÜCBİR SEBEPTEN KAYNAKLI VERGİ BORÇLARININ, PRİM BORÇLARININ, SSK BORÇLARININ, BAĞ-KUR BORÇLARININ ERTELENMESİNİ İSTİYORLAR.’’
Depremzedelerin birikmiş vergi borçlarının onlar için büyük bir sorun olduğunu ifade eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu vatandaşların taleplerini şu sözlerle anlattı:
‘’Devletin her üç ayda bir böyle bir lütuf bahşediyormuş gibi görünmesinden vatandaş ziyadesiyle muzdarip. Dolayısıyla en az 3 yıllık bir dönem için mücbir sebepten kaynaklı vergi borçlarının, prim borçlarının, SSK borçlarının, Bağ-Kur borçlarının ertelenmesini istiyorlar. Gittiğim yerde sivil toplum kuruluşlarını, ticaret odalarını, esnaf odalarını ziyaret ettim. Oralarda da sıkıntılar aslında halkın anlattıklarının benzeri ama daha makro düzeyde bakıyorlar meseleye. Bölgenin iş hayatının ve sosyal hayatının güçlendirilmesi için önemli çalışmalar yapılması gerektiğine de işaret ediyorlar. Bölgede yatırım yapılması lazım. Bölgede teşviklerin arttırılması lazım. Bölgede faizsiz ve uzun vadeli krediler verilmesi lazım ve bölgenin canlandırılması lazım.’’
Deprem bölgelerinde enkazlar yerinde durduğu için sağlık problemlerinin de yaşandığını dikkat çeken Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Rüzgârlı havalarda enkazlardan toz bulutları kalkıyor ve onlar eski dönem yapılmış inşaatlar olması münasebetiyle o toz bulutu asbest içeriyor. İnsan sağlığını tehdit eden olumsuz gelişmelere öncülük ediyor bu durum. Ayrıca konteyner kentler kuyu sularından yararlanarak temizlik ihtiyaçlarını vesaire gideriyorlar. Bu sularda kurtlanma olduğu, bölgede haşerat arttığına dair de sıkıntılar var.’’
‘’HİÇ OLMAZSA DEPREMDE İŞ YERLERİNİ KAYBEDENLERİN BU ZAMANA KADARKİ VERGİLERİNİN AFFEDİLMESİ İÇİN DEVLETİN BİR KARAR ORTAYA KOYMASI LAZIM.’’
Deprem bölgelerindeki incelemelerini anlatmaya devam eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; Hatay Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya’nın Türkiye'deki verginin ancak %1’ini ödeyebilen bir bölge olduğunu ifade ederek vatandaşın beklentilerini şu sözlerle anlattı:
‘’Şunu söylüyorlar: ‘İşini kaybetmiş, iş yerini kaybetmiş, sevdiklerini kaybetmiş insanlara bakarken devlet vergi kaybını düşünmemeli’ diyorlar. Hiç olmazsa depremde iş yerlerini kaybedenlerin bu zamana kadarki vergilerinin affedilmesi, ortadan kaldırılması için devletin tedbir alması bir karar ortaya koyması lazım.’’
‘’BU İMZAYI BİR KERE DE DEPREM BÖLGESİNDEKİ MAĞDUR OLMUŞ İNSANLAR İÇİN KULLANALIM’’
‘’Devleti yönetenler ellerindeki kalemle birçok imzayı atabiliyorlar. Yani bu kalemle bir imza atıyorlar; bir iş adamının milyarlarca liralık vergi borcunu hem de kanunla ya da kararnameyle ortadan kaldırabiliyorlar. Bu imzayı bir kere de deprem bölgesindeki mağdur olmuş insanlar için kullanalım temennisini tekrarlıyorum.’’
‘’GÜNEŞ YERİNDE DURUYOR SÖYLENECEK FAZLA ŞEY YOK.’’
Malatya’daki Genişletilmiş İl Toplantısının yoğun bir ilgiyle karşılanmasını değerlendiren Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’7 buçuk aylık bir Genel Başkanım. Göreve başladığım dönemle bugünün mukayesesini de o heyecana bakarak söyleyebilirim. Gittiğim yerlerde gördüm ki güneş yerinde duruyor söylenecek fazla şey yok.’’ dedi.
‘’BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNİ TAMAMLANINCAYA KADAR 12 GÜN İÇİNDE 18 İLİMİZİ GEZMİŞ OLACAĞIM.’’
Anadolu gezilerine devam edeceğini ve bütçe görüşmeleri bitene kadar 18 ilde vatandaşla buluşacağını ifade eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Türkiye Büyük Millet Meclisinde benim bu süreçte fazla bir işim yok. Grup toplantıları falan yok. Sağ olsun milletvekili arkadaşlarımız da gerek komisyon aşamasında genel kurul gerekse genel kurul aşamasında Türkiye Büyük Millet Meclisindeki görevlerini milletimizin kendilerine verdiği yetki çerçevesinde layıkıyla yerine getiriyor. Bütçe görüşmelerini tamamlanıncaya kadar 12 gün içinde 18 ilimizi gezmiş olacağım.’’ dedi.
‘’TANINMA ORANIM ARTTIKÇA İYİ TANINDIĞIMI, VATANDAŞ TARAFINDAN HÜSNÜKABULLE KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞUMU GÖRÜYORUM.’’
Yeni genel başkan olduğunda Türkiye genelinde bir tanınma problemi olduğunu ifade eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Türkiye genelinde bir ciddi tanınma problemimiz vardı. Ben çünkü kendi görev alanlarımda da çok fazla popülarite peşinde koşan bir adam değilim. Ama şükürler olsun ki kötü tanınmadığımı biliyorum. Şimdi de tanınma oranım arttıkça iyi tanındığımı, vatandaş tarafından hüsnükabulle karşı karşıya bulunduğumu görüyorum.’’ diye ekledi.
‘’BİZİM VERGİLERİMİZLE AYAKTA DURAN TRT BİLE BİZE İTİBAR ETMEDİKTEN VE HABERLERİMİZE YER VERMEDİKTEN SONRA BİZE YAPACAK BİR TEK ŞEY KALIYOR: ANADOLU YOLLARINA DÜŞMEK. 85 MİLYON KİŞİYİ KUCAKLAYACAĞIM BUNLARA İNAT.’’
İktidara yakın medyanın İYİ Parti’yi ve Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nu görmemesini ancak vatandaş tarafından Genel Başkanımıza büyük ölçüde ilgi ve merak uyandığını ve önümüzdeki siyasi gelişmelerin belirleyicilerinden biri olabileceğini ifade eden İsmail Küçükkaya’nın bu sözlerini değerlendiren Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Ben yalnız başına bir Müsavat Dervişoğlu değilim. Çok güçlü bir kadromuz var bizim. İşte bizi kimse göstermiyor. Benim şahsımı göstermiyor kimse, kadrolarımızı nasıl göstersinler? İstatistikler nedir bilmiyorum ama bizim vergilerimizle ayakta duran TRT yani o onlar bile bize itibar etmedikten ve haberlerimize yer vermedikten sonra bize yapacak bir tek şey kalıyor Anadolu yollarına düşmek. 85 milyon kişiyi kucaklayacağım bunlara inat.’’ dedi.
‘’HİÇ KİMSE MERAK ETMESİN, ENDİŞEYE KAPILMASIN. GÜNEŞ YERİNDE VE HER ŞEY YOLUNDA’’
Ülkede yaşanan sorunlara ve vatandaşların yaşadığı kaygılara ilişkin Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Bu ülkenin potansiyeli bu kaygıları bertaraf edecek kadar büyüktür. Ben milletime umutsuzluğa kapılmamalarını söylüyorum. Gittiğim her yerde de bunu anlatıyorum. Siyasi gerekçelerle kuru kuruya muhalefet eden bir bakış açısının da asla ve kata sahip olmadığıma bu zamanki siyasi geçmişim kefildir. Gittiğim yerde bu umudun yeşermesine katkı sağlayabildiğimi gözlemliyorum. Teşkilatlarımızda son derece ciddi bir toparlanma ve yükseliş var. Dolayısıyla buradan söylüyorum bu ülkenin evlatları hiçbir olumsuzluğa mecbur ve mahkûm değil. Dolayısıyla onları bekleyen bir aydınlık istikbal olabileceği kanaatini de taşıyorum. Bunun ortak akılla gerçekleştirilebileceğine inanıyorum. Ortak aklın, merkez akla dönüşmesine katkı sağlayabilecek siyasi yaklaşımlarımız üzere zaten İYİ Parti'yi kurup milletimizle buluşturmuştuk. Şimdi bu çatının altı her zamankinden daha hızlı bir şekilde genişliyor. Milletime buradan söylüyorum; hiç kimse merak etmesin, endişeye kapılmasın. Güneş yerinde ve her şey yolunda olacak inşallah.’’ diye konuştu.
‘’MERKEZ MAKUL BİR DİL KULLANIP ONU MAKBUL HÂLE GETİRMEKLE MÜMKÜN OLABİLİR.’’
Milliyetçi cephe ve merkez tartışmalarına ilişkin görüşlerini ifade eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Ben cephe tanımlamasını kabullenmiyorum. Yani bu cephe, ittifak vesaire gibi şeylere çok sıcak bakmıyorum.’’ diyerek Türkiye’deki merkez anlayışının doğru tanımlanamadığına dikkat çekerek; ‘’Birbirine en uzak noktada olanların, farklı inanışlara sahip olanların, farklı dünya görüşlerine sahip olanların; farklı dinlere, mezheplere sahip olanların, farklı etnik kökenden gelenlerin birbirine en uzak noktadakilerin birleştiği bileşkenin adıdır merkez. İYİ Parti'nin inşa etmek istediği de budur. Siyasi partilerin inhisarına aldıkları millî ve manevi değerleri, kıymet hükümlerini, demokrasinin vazgeçilmezlerini böyle ‘o bana ait, bu bana ait’ diye paylaşmalarını kabul etmez merkez düşünce. Milliyetçiliği bir partinin inhisarına; cumhuriyetçiliği, laikliği başka bir partinin inhisarına, liberalliği başka bir grubun inhisarına, dindarlığı başka bir grubun inhisarına terk etmez merkez düşünce. Bu ülkede yaşayan 85 milyon insanın karşı karşıya bulunduğu bütün sorunları birlikte kucaklayabilme iradesini sergileyebilmekle mümkün olur merkez. Merkez, makul bir dil kullanıp onu makbul hâle getirmekle mümkün olabilir.’’
‘’Siyasetin dağıtılmış merkezinin siyasi faaliyetleri hızlandırarak artık yeniden inşasını mümkün kılacak adımların atılması lazım. Ben de merkezi tek başıma inhisarıma alamam. Diyorum ya toplumun birbirine en uzak köşelerindeki görüşlerin, düşüncelerin insanların, grupların o nokta üzerindeki bileşke de buluşmaları lazım. Bu Türkiye'yi doğru bir yere götürecektir ve Türkiye'nin başka çaresi yoktur.’’
Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
‘’Huzura giden yol Türk siyasetinin merkezde buluşması, makulü makbul hâle getirmesidir. Üstüne bir daha söylüyorum; güneş yerinde, kimse umudunu kaybetmesin ki güneş yerinde ve her şey yolunda.’’