“BİZİM DAVAMIZ, GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ KURTARMA DAVASIDIR!”

GERİ DÖN

Özel Günler ve Anmalar

“BİZİM DAVAMIZ, GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ KURTARMA DAVASIDIR!”

 

 

Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti'mizin 7. ve Cumhuriyetimizin 101. yılı dolayısıyla Ankara-Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen etkinlikte önemli açıklamalarda bulundu.

 

 

 

Salona girmeden önce dışarıda toplanan kalabalığa da bir konuşma yapan Genel Başkanımız, büyük bir coşkuyla salona girerek kalabalığa şu sözlerle seslendi:

 

Sizler Türk milletinin birleştirici gücüsünüz. Buraya Anadolu’nun imanını, umudunu, yüreğini getirdiniz. Samsun’dan kararlılığı, Erzurum’dan vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, Sivas’tan milli direnci ve birliği, Afyon’dan büyük hedefi, İzmir’den kurtuluşu getirdiniz. Yedi bölge, 81 vilayet bir ve birlik oldunuz. Bu salona Cumhuriyet’in ruhunu, Türklüğün gururunu, insan olmanın onurunu, adalet arayışını, hürriyet aşkını, eşitlik duygusunu, barışın ve kardeşliğin huzurunu getirdiniz. Hepiniz hoş geldiniz! Şeref verdiniz. Safalar getirdiniz. Bereket getirdiniz. İyilikler getirdiniz. Başta Kurucu Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener olmak üzere, her birinizi ayrı ayrı selamlıyor, en içten duygularımla sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

 

YALNIZ DEĞİLİZ, HAKSIZ DEĞİLİZ, GÜÇSÜZ HİÇ DEĞİLİZ’İ GÖTÜRECEKSİNİZ YANINIZDA”

Peki giderken eli boş mu gideceksiniz? Geldiniz yere döndüğünüzde sadece iyilermiş, hoşlar mıymış mı diyeceksiniz? Sadece selamları mı var diyeceksiniz?” diye soran Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Hayır, iyi ve cesur kardeşlerim! Hayır! Burada bir aradayken aynı mekânda, aynı havayı teneffüs ederken, daha birkaç gün önce verdiğimiz şehitleri anarken 101 yaşındaki Cumhuriyetimizin yarınıyla dertlenirken, hunharca öldürülen kadınları düşünüp mekânı cennet bebeklerimize yanarken, birlikte büyüttüğümüz metaneti götüreceksiniz memleketlerinize yalnız değiliz, haksız değiliz, güçsüz hiç değiliz’i götüreceksiniz yanınızda” ifadesini kullandı.

BİZİM KAYBEDECEK 1 DAKİKAMIZ BİLE YOK!”

Salonda bulunan partililere seslenen Genel Başkanımız; “Çokuz, haklıyız ve güçlüyüz’ün tohumlarını ekeceksiniz kendi toprağınıza. İl il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, sokak sokak, kadın erkek, genç yaşlı demeden yapacaksınız bunu. Çünkü, Cumhuriyetimizin 101. yaşına 2 gün var. Daha önce de söyledim, bizimse kaybedecek 1 dakikamız bile yok! Derdini duymadan geçeceğimiz, gözlerine bakmadan gideceğimiz, çökmüş omuzlarına elimizi koymayacağımız bir insanımız bile kalmayacak!” değerlendirmesini yaptı.

TÜRKLÜĞÜN BİR AN DAHA AŞAĞILANMASINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK!”

Genel Başkanımız şöyle devam etti: “Bir bebeğin acısına daha tahammülümüz yok! Bir kadının daha ölmesine tahammülümüz yok! Bir ağacın daha kesilmesine tahammülümüz yok! Devletin bir an daha acziyetine tahammülümüz yok! Türklüğün bir an daha aşağılanmasına tahammülümüz yok!”

DAHA ÇOK EKECEKSİNİZ, DAHA ÇOK YEŞERTECEKSİNİZ, DAHA ÇOK YÜKSELTECEKSİNİZ”

‘’İşte iyi ve cesur kardeşlerim! Bu güneşin tohumlarını bu yüzden sizler ekeceksiniz! Ve Her yeni günde gidip bakacaksınız verdiği filize, uzayan dallarını göreceksiniz, yaprağının yeşillendiğini… Daha çok ekeceksiniz, daha çok yeşerteceksiniz, daha çok yükselteceksiniz! Ta ki bu karabasan gidene kadar. Ta ki bu karanlık dağılana kadar, ta ki milletin rızasını alana kadar, ta ki Mustafa Kemal Atatürk’den helallik alana kadar!’’

‘’MESELEMİZ BUGÜNLERE VE DÜNLERE BAKMAK DEĞİL, YARINLARA DOĞMAKTIR!’’

Şimdi bu salona bakıyorum: gözlerinize bakıyorum, soluklarınızı duyuyorum, her birinizi kalbinden tanıyorum. İçinizden çok şey geçiriyorsunuz, biliyorum. Susarken feryadınız var, gülerken acılarınız var, sabrınızın arkasında öfkeniz var, biliyorum. Ayaklarınızla buraya taşıdığınız toprak nerenindir Uyandığınız son sabah, hangi tepenin üstündendir Mırıldandığınız son Türkü nedir, kimdendir, Biliyorum kardeşlerim! Cefakâr ve cesur vicdanlı ve haramsız, sabırlı ve kararlı dava arkadaşlarımızın bu olumsuzluklar karşısında nasıl dimdik ayakta kaldığınızı biliyorum. Keşke diyorsunuz! Keşke şu şöyle olsaydı! Keşke bunu yapabilseydik! Keşke şunu da yapmasaydık diyorsunuz. Evet, hepsini biliyorum! Ben de diyorum ki sizlere, bayrağımıza güneşi koyduysak, yakalarımıza güneşi taktıysak, meselemiz bugünlere ve dünlere bakmak değil, yarınlara doğmaktır!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’E LAYIK OLACAĞIZ!

Ve bilin ki o yarın artık bugündür. Hakk’ın vadettiği günler bugündür! Mustafa Kemal askerlerine ölmeyi emretmişti! Hiçbirimiz Mustafa Kemal değiliz… Ama bir şeyden eminim: Şuradan sesimizi duyuyorsa ebedi istirahatgâhında eminim ki bizlere yaşamanızı salık verirdi! ‘Bu Cumhuriyeti ben kurdum onu yaşatacak olan sizlersiniz’ derdi! ‘Sizler yaşayın ki Cumhuriyet yaşasın’ derdi! Yaşayacağız, yaşatacağız ve Mustafa Kemal Atatürk’e layık olacağız! Ve onun helalliğini bizler alacağız!

YIKILSIN DÜZEN, YAŞASIN MİLLET DİYE HAYKIRIN!

Haykırmak istiyorsunuz, biliyorum, haykırın! Bu bir karabasandır, kötü bir rüyadır. Emin olun ki muhakkak kaçıp yok olacaktır! ‘Korkma!’ diye başlayan Marşımızı unutmayın! Türkiye gibi haykırın! Cumhuriyet gibi haykırın! Süngüsüyle zırhlılara haddini bildiren ceddimiz gibi 1919’da Anadolu’ya bakan o mavi gözler gibi haykırın. Yıkılsın düzen, yaşasın millet diye haykırın!

İYİ PARTİ KALESİ SONSUZA KADAR YIKILMAYACAKTIR!”

İktidara seslenen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; ‘’Ey! Mel’un Saltanat, Ey! Helal rızıkları çalan zevat, vatan toprağını arsa bilen, ölmez şehidini kelle sanan zevat! Saltanatınız yıkılacaktır. Ama Bu Kale, İYİ Parti kalesi sonsuza kadar yıkılmayacaktır! Oyununuz bozulacak ama bizim birliğimiz bozulmayacak! İhanetiniz kaybedecek, Türk milleti bilakaydüşart kazanacak!” dedi.

AYNI KARARLILIKTA BURADAYIZ!”

İYİ Parti’nin kuruluş hikâyesini anlatan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı:

‘’2017 yılında, bugünlerdeydi. 7 yıl önce başladık bu destanı yazmaya. Alın terimizi mürekkep, kalplerimizi defter eyledik. Her bir satırına inançla başladık. Her bir harfini azimle yazdık. İşte yine bugün beraberiz! 7 yıl önce, bugünlerdi… Yukarıda Yüce Allah’tan ve bu dünya’da da Büyük Türk Milletinden başka sığınacak kimsemiz yoktu. Salonlarda elektriğimiz, tarlalarda gölgeliğimiz yoktu. Üstümüzde sade bir ceket, o ceketin içindeyse yalnızca terimiz, gururumuz ve kıvancımız vardı. İşte yine beraberiz! Aynı kararlılıkta buradayız!’’

 

YALNIZ MİLLETE MİNNET EDERİZ!”

7 yıl önce bugünlerdeydi… Kulaklarımızdaysa büyük bir ses yankılanıyordu! Maziden atiye doğru bizi çağırıyordu! ‘Korkma!’ diyordu o ulu ses! ‘Korkma!’ İşte sen ateşisin bu sönmeyen ocağın. İşte sen kalesisin bu aziz vatanın! İşte sevgili dava arkadaşlarım, korkmadan çıktığımız bu yoldur omuz omuza birlikte yürüdüğümüz, sönmeyen bu son ocaktır el ele harladığımız, yıkılmayan bu son kaledir birlikte burçlarını yükselttiğimiz! Hâlâ aynı ses yankılanıyor kulaklarımda, hâlâ aynı kıvanç duyuluyorsa; hâlâ aynı yoldayız ve kararlılıkta yürüyoruz demektir… Hiçbir kapıda sürünmeyiz. Yalnız Allah’tan medet umarız. Yalnız millete minnet ederiz demektir!”

İYİ PARTİ’NİN GÜNEŞİ BU MİLLETİN ÜSTÜNDE İLELEBET PARLAMALIYDI!

7 yıl önce bugünlerde, bu vatanı paylaşmak derdinde olanlar vardı. Aziz vatanın üzerinde tepinenler vardı. Türk milletini köleleştirmek için ona zincir vurmaya kalkanlar vardı. Duramazdık! Susamazdık! Yorulamazdık! Bu vatan derhâl kurtarılmalıydı! O zincirler bir bir parçalanmalıydı! 7 yıl önce bugünlerde Türk’ün büyük otağı Anadolu’nun ulu ırmaklarını kurutanlar, kadim ormanlarını katledenler, kutlu güneşini karartmak isteyenler vardı. O sular gürül gürül akmalıydı! O ağaçlar her daim yaşamalıydı! Bu güneş, İYİ Parti’nin güneşi bu milletin üstünde ilelebet parlamalıydı!

ÇİLEYİ NASIL BİRLİKTE ÇEKTİYSEK, ZAFERİ DE BİRLİKTE YAŞAMAYA DAVET EDİYORUM”

Kuruluş yıl dönümü etkinliğine katılan İYİ Parti’nin Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener’e de teşekkür ederek konuşmasına devam eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Başta Kurucu Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’e, kurucular kurulu üyelerimize, dünden bugüne tüm milletvekillerimize, tüm il ve ilçe başkanlarımıza, fedakar teşkilat yöneticilerimize, cefakâr dava arkadaşlarımıza, desteğini esirgemeyen aziz milletimize, kadınlarımıza, gençlerimize en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Sizler olmasaydınız olmazdı, olamazdı! Olmazsanız yine olmaz! Hepinizi ilk günün heyecanıyla yeniden bir ve birlikte olmaya, mukaddes davamızı birlikte omuzlamaya, çileyi nasıl birlikte çektiysek, zaferi de birlikte yaşamaya davet ediyorum” dedi.

CUMHURİYETİMİZ BU YIL, 100 YAŞINA 1 EKLEMİŞTİR. ANCAK ONU EN İÇİNDEN YIKMAYA YEMİN EDENLER, HER GÜN ONDAN 1 DAHA EKSİLTMEKTEDİR”

Cumhuriyet’in 101. yıl dönümüne işaret eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, şu şekilde konuştu:

Mustafa Kemal Atatürk’ün meşalesini yaktığı Cumhuriyetimiz bu yıl, 100 yaşına 1 eklemiştir. Ancak onu en içinden, en derininden yıkmaya yemin edenler, her gün ondan 1 daha eksiltmekte, ondan 1 daha kopartmaya çalışmaktadırlar. Cebren ve hile ile bütün kurumları zapt etmişler, hukuk düzenini ortadan kaldırmışlardır. Bir Meclis devleti olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni duvarlarında, ‘Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir yazan’ o büyük meşveret çatımızı; çalışamaz, konuşamaz, düzenleyemez, denetleyemez hâle getirmişlerdir. Türk milleti kendi kanunları yapamamakta, kendi hazinesinden hakkını alamamaktadır. Buğdayın anavatanında ekmeğe muhtaçtır. Bundan daha elim ve vahim olmak üzere kendi vatanının haritasını kendisi çizmiş, kendi kaderini kendisi yazmış büyük Türk milleti hakkıyla, söke söke aldığı kendi vatanında artık bir yabancı durumuna düşürülmek istenmektedir”

SOKAK GÜVENLİĞİ KALMAMIŞTIR! SINIR GÜVENLİĞİ KALMAMIŞTIR! CAN VE MAL GÜVENLİĞİ KALMAMIŞTIR!

Zulüm bununla da kalmamış, saray salatanatınca 15 yıldır sürdürülen hain plan en üst noktaya taşınarak, milyonlarca vatansıza ve bayraksıza mülteci diyerek, sığınmacı diyerek, Ensar diyerek adım adım vatandaşlık sağlayacak bir tuzak çalıştırılmaktadır. Okullarına öğretmen atanamamaktadır, bırakın öğretmeni sabun dahi koymamaktadır. Hastanelerinde ne doktor ne de boş yatak vardır. Adalet terazisini, haklının kanunu değil, güçlünün parası çekmektedir. Kadınların canlarına, ırz ve namuslarına göz dikenler, serbestçe dolaşmaktadır. Binlerce insanın öldüğü depremler dahi, bu yağma düzeninin bir manivelasına dönüştürülmekte, Türk insanının evine, tarlasına ve malına el konulmaktadır. Ormanları yakılıp betondan rant kuleleri yapılmaktadır. Türk Milletinin sosyal güvenliği kalmamıştır! Sokak güvenliği Kalmamıştır! Sınır güvenliği kalmamıştır! Can ve mal güvenliği kalmamıştır!

HÜR MİLLETLER YERİNE KİMLİKSİZLEŞTİRİLMİŞ KİTLELER YARATMAK YOLUNDA SON VİRAJA GİRMİŞLERDİR”

Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” diye kurulan Cumhuriyet Türkiye’si, dış politikayı husumet, husumeti de ticaret bilenlerce itibarsızlaştırılmıştır. 22 yıllık saltanatları süresince, onları iktidara getiren yabancı istihbarat servislerinden, uluslararası faiz ve finans lobilerinden, adına bir süredir fetö dedikleri ihanet şebekesinden ortaklarından öğrendikleri her şeyi, en sonuna kadar tatbik etmişler ve eşbaşkanı oldukları Büyük Ortadoğu Projesini sondan bir önceki aşamaya taşımışlar yani yaşadığımız büyük coğrafya içerisinde hür milletler yerine, kimliksizleştirilmiş, yoksullaştırılmış, amaçsızlaştırılmış ve kuklalaştırılmış kitleler yaratmak yolunda son viraja girmişlerdir”

HER BEKA DEDİKLERİNDE BEKA TEHDİT EDİLECEK, HER DEMOKRASİ DEDİKLERİNDE HÜRRİYET EKSİLECEK, HER MİLLİ DEDİKLERİNDE MİLLET KAYBEDECEKTİR”

İnsanının can, mal, ırz ve namus güvenliğini korumak için kurulmuş olan ve milletin teşkilatlanmış hâli olan devlet, bu müstevlilerce içine sokulduğu felç hâli sebebiyle; bebeklerin canını, bebek katillerine tercih etmekte, eli kanlı çeteleri, kahraman Türk Subaylarına yeğlemektedir. İhtirasla dolu ihanet şebekesi çığırından daha da çıkarak Türk’ün devletini kurduğu Millet Meclisinde, devlet düşmanlarını kürsüye çağırmaktadır. Gelinen noktada son aşama ise dünyada emsali olmadık şekilde istiklalini kazanarak, bütün mazlum milletlere örnek olmuş Türk Milletini, onu bizzat, kayıtsız ve şartsız sahibi olduğu vatanında azınlık hâline getirmektir. Ortadoğu coğrafyasının millet olamamış ve Türk milletininki gibi bir Cumhuriyet ülküsüne sahip olmamış diğer mensupları gibi Cumhuriyetsiz bırakmaktır. Sonu gelmez savaşlara, ayrılıkçılığa, bitmek tükenmek bilmeyen sömürüye ve en önemlisi de sonsuz bir istibdat rejimine mahkûm etmektir. İşte bu büyük ihanet planı bu şekilde tamamlanacaktır. Her beka dediklerinde beka tehdit edilecek, her demokrasi dediklerinde hürriyet eksilecek, her millî dediklerinde millet kaybedecektir”

BİZİM DAVAMIZ, GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ KURTARMA DAVASIDIR!”

Evet tablo karanlıktır! Evet tablo hazindir! Ancak kanla ve irfanla kurulmuş bu Cumhuriyeti yeniden ayağa kaldıracağımız yer de tam burasıdır!diyerek konuşmasına devam eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “İstiklal ve izmihlal arasında tercihi belli olan bir milletin kararını verip vereceği mücadele de buradadır. Bu tablo, karamsarlığın ve ataletin tablosu değildir. Bu tablo umudun, cehdin ve cesaretin tablosudur! Çünkü bizler ‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır! Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim’ diyen Mustafa Kemal’in çocuklarıyız! Umudumuzu yitiremeyiz! Türk Milletinin istiklal ve istikbal davasını ömründe cisimleştiren o bir ömre de bin ömür sığdıran Mustafa Kemal’in çocuklarıyız! İşte bizim İYİ Parti olarak kurulduğumuz günden beri tek ve en büyük davamız; tıpkı 106 yıl önce olduğu gibi işgalcilerden bu vatanı kurtaran kahraman atalarımız gibi Türk Milletini ve Türk Cumhuriyetini kurtarmak davasıdır. Umudumuzu kaybedecek bir dakikamız yoktur! Umudunu kaybetmiş bir neferimiz dahi yoktur! İşte bizim davamız budur! Bizim davamız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletini kurtarma davasıdır! Siz bu davada benimle birlikte yürümeye var mısınız?diyerek salona seslendi.

BU YOLCULUĞU BENİMLE BİRLİKTE YÜRÜMEYE VAR MISINIZ?

7 yıl önce bu kutlu çatıyı kurarken harcını kardığımız fikirler, taşlarını döşediğimiz amaçlar, rotasını çizdiğimiz güzergâh ve istibdada karşı yükselen sesimiz; her zamankinden daha haklı, her zamankinden daha doğru, her zamankinden daha sağlamdır” şeklinde konuşan Genel Başkanımız; İYİ Parti’nin harcının 3 temel unsurla karıldığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

Birincisi bellidir: hepimiz Türk Milliyetçisiyiz! Bizler başkasının değil, Türk milletinin milliyetçileriyiz! Bizim milliyetçiliğimiz binlerce yıllık ortak bir mirastan gelir, Orhun’da taşa kazınmış, Dede Korkut ile dile getirilmiştir. Divan-ı Hikmet ile can bulmuş, Yunus ile çağlardan taşmıştır. Ve İstiklal Marşımız ile ebediyete yazılmıştır. ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.’ İşte bizim yolumuz buradan geçmektedir. Bu yolculuğu benimle birlikte yürümeye var mısınız?’’

 

SANDIĞA KİLİTLENMİŞ DEMOKRASİYİ TEKRAR MECLİS’E TAŞIYACAĞIZ!

İkincisi bellidir: Demokratız! Çünkü biliriz ki hürriyet varsa adalet vardır. Adalet varsa eşitlik vardır. Hepsinin kökünde ise millî egemenlik vardır. Biri kaybolursa hepsi kaybolacaktır. Hepsi bir araya gelince demokrasi sağlanacaktır. Kaybettiklerimizi kaybettiğimiz yerden bulacağız. Saray saltanatının yere düşürdüğünü, düştüğü yerden biz kaldıracağız! Önce yaşasın hürriyet diyeceğiz! Korkmadan ve cesaretle söyleyeceğiz! İşte o zaman Cumhuriyet’e layık olacağız! İşte o zaman Cumhuriyet’i payidar kılacağız. Sandığa kilitlenmiş demokrasiyi tekrar Meclis’e taşıyacağız! Siz bu yola var mısınız?

ASIL OLAN İNSANIMIZI YAŞATMAKTIR!”

İYİ Parti’nin kuruluşunun kale harcının üçüncüsünün de kalkınmacılık olduğunu söyleyen Genel Başkanımız; “İnsanını süründüren devlet, sürünmeye meyillidir. İnsanını yaşatmayan devlet, ölmeye meyillidir. O yüzden asıl olan, insanımızı yaşatmaktır. Bu toprağın çocuklarını, bu Cumhuriyetin sahiplerini Türk milletinin her bir ferdini yaşatmaktır. Asıl olan, gençlerimizin hak ettiği yaşamı kendi ülkesinde yaşayabilmesini sağlamaktır. Yolumuz, parası olmayanın okulsuz, imkânı olmayanın yurtsuz kalmadığı, çocuklarımızın başkalarının kollarına itilmediği bir düzeni sağlamaktır. Yolumuz, kamu ihaleleriyle rant çetelerine değil, işçiye, emekliye, gence yarar sağlandığı bir düzeni inşa etmektir. Siz bu yola var mısınız?diye ekledi.

 

İKTİDAR HIRSININ GÖZLERİ KARARTTIĞI, GÖNÜLLERİ MİLLETTEN KOPARDIĞI BİR ZAMAN YAŞANMAKTADIR”

Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘fikirlerimin babası’ dediği Ziya Gökalp; ‘Devlet kurumları, millî ülküye yaslanırlarsa ebediyete kadar sürerler. Şahıslara yaslanırsa yıkılmaya mahkumdur’ der. Bu sözün hakikatte doğruluğunu ne yazık ki 100 yıl sonra bir kez daha yaşayarak görüyoruz. Biz hürriyet, adalet, egemenlik derken her birini Türk milleti için istiyoruz. Devletin kurumlarının; tek adamın hırslarına, tek adamın ihtiraslarına, tek adamın mutluluğuna hasredilmiş olduğu bu düzene itirazın sesiyiz. Çünkü biliyoruz ki devlet ancak milletin mutluluğunu milletin huzuruna, milletin varlığına ve geleceğine hasredilirse devlet olur. Bugün Türk milleti tarafından daha net olarak görülmektedir ki iktidar hırsının gözleri kararttığı, gönülleri milletten kopardığı bir zaman yaşanmaktadır.”

 

İHANETE KARŞI TEK HAKİKİ SESİN İYİ PARTI’DEN ÇIKTIĞINI GÖRÜYOR BU BÜYÜK MİLLET”

Hem de bunu sadece 22 yıllık iktidar uygulamalarıyla değil gizli açık ortaklarının, yavru – ana sözde muhaliflerinin yapıp ettiklerinden görüyor ve yaşıyoruz. Bu ülkenin elli bin insanının katili olan ve bir an dahi olsa yapıp ettiğinden pişmanlık emaresi bile göstermeyen bir insan müsveddesinin İmralı’dan çıkarılmasının ‘umut hakkı’ adı altında pazarlanmasında nasıl ortaklaştıklarını bu büyük Millet görüyor” diyen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’na salondan da “Katil apo Meclis’e giremez’ şeklinde tezahüratlar geldi.

Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Buna tek ciddi itirazın, çileli milletin gönlünü yakan bu ihanete karşı tek hakiki sesin de İYİ Parti’den çıktığını görüyor bu büyük millet. İşte İYİ Parti bunun için kuruldu. İYİ Parti’nin adalet güneşi bu ülkeyi ışıtsın diye kuruldu ve var oldu. Mücadelesinden bir gün olsun vazgeçmedi. Görevini bir an olsun göz ardı etmedi. Ve bu yalan talan düzenine karşı tek itirazı yedi yıldır tek gerçek fikir savaşını verenin iyi ve cesurlar olduğunu, Türk Milletinin çığlığını, Türk milletinin egemenliğinin sembolü olan Gazi Meclis’te duyuran tek sesin de İYİ Parti olduğunu aziz milletimiz açıkça görüyor. 27. ve 28. Dönem milletvekillerimizi bu vesileyle tebrik ediyorum. Gidenler onlardır. İktidarıyla yandaşıyla sahte muhalifiyle kimlik siyasetçileriyle terör örgütünün uzantılarıyla giden 22 yıllık bir karabasandan bahsediyorum. Onlar gidiyor biz geliyoruz. Gelen biziz, Gelen İYİLER’dir. Bizimle gelen adalettir. Gelen hürriyettir, Gelen büyüyecek olan Cumhuriyettir Gelen Büyük Türk milletinin iktidarıdır.” diye konuştu.

BUGÜN BENİM SİYASİ HAYATIMIN DA 7. YILI”

Ben İYİ Parti’nin kurucularından biriyim. Bugün benim siyasi hayatımın da 7. yılı” diyerek konuşmasına devam eden Genel Başkanımız, bu ifadeyi kuruluştan beri sıklıkla kullandığının da altını çizerek şunları söyledi: “Ben size ait olan bu büyük destanın sıradan bir sayfasıyım. Bu büyük destanı yazacak olan kalemlerse yine sizlersiniz! Memleketin dört bir yanından gelen sesler ve sözlersiniz! Akdeniz’den, Ege’den, Karadeniz’den, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan, Orta Anadolu’dan, Marmara’da ve Trakya’dan gelen sizler; Altaylardan Elburuz’a, Hazar’dan Musul’a, Makedonya’dan Kırım’a, Karadağ’dan İsfahan’a akan Türk milletinin büyük nehrinin Anadolu toprağındaki kollarısınız! Bu destanı yazacak olan mürekkebin damlalarısınız. İşte yeni bu sayfayı yazacak kalemler sizsiniz. Benim yazacağım söz de sizindir! Benim vereceğim söz de sizindir!’’

BAŞKALARININ MERHAMET KAPILARINA DEĞİL, SADECE MİLLETİMİZİN VİCDANINA YÜRÜYECEĞİZ”

‘’Altı ay önce yapılan olağanüstü kurultayla bu son ocağın ateşinin sönmemesi, bu son kalenin yıkılmaması görevini benim omuzlarıma yüklediniz. O görev gayrı bana değil, bize emanettir O emanetse her daim başımın üstündedir! Bugün her bir dava arkadaşımdan aldığım bu emaneti, söylediğiniz her bir sözü işte bu sayfaya sizin sesinizle söyleyecek, sizin sözünüzle yazacağım. Bilinsin ki başkalarının merhamet kapılarına değil, sadece milletimizin vicdanına yürüyeceğiz. Bilinsin ki yarın için ikbal davası değil, bugün için irfan davası güdeceğiz. Bilinsin ki tek kavgamız, ekmeğimizi aşımızı çalanlarla, acımızı, sevincimizi ayıranlarladır. Kürt’e sorun diyenledir. Alevi’yi başkası bilenledir bizim derdimiz. Bilinsin ki, iyiliği; binlerce yıldır adaletle hükmeden bir vicdandan aldık, bu ilhamı artık bugün de bırakmayacağız! Cesareti, tarihin en büyük mucizelerine imza atmış kalplerden aldık. Bugün de korkmayacağız! Bu ay yıldızlı sancağı şühedadan devraldık. Bugün de indirtmeyeceğiz! Bu kutlu güneşi, Altaylardan Tuna’ya binlerce yıl taşıdık. Bugün de kararttırmayacağız!’’

YENİ ANAYASA İLE İLGİLİ YAŞANAN TARTIŞMALAR, İŞ BAŞINDA BULUNAN İKTİDARIN GERÇEK NİYETİNİ DEŞİFRE ETMEYE YETERLİDİR”

Yeni anayasa tartışmalarının konuşulmaya başlandığı günden beri yaşananlara dikkat çekmek istediğini söyleyerek konuşmasına devam eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, şu şekilde konuştu:

‘’Yeni anayasa gündeme getirildiğinden itibaren Türkiye’de nelerin tartışıldığına dikkatinizi çekmek isterim. Televizyonlarınızı açtığınızda, gazeteleri karıştırdığınızda, köşe yazılarını okuduğunuzda satırbaşlarının Türkiye’nin beklentilerinin hilafına şekillendiğine şahit oluyorsunuz. Yeni anayasa ile ilgili değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk dört maddenin tartışma masasına yatırılmasından sonra etnik köken üzerinden mülahazalar, İmralı canisinin serbest bırakılması, bir siyasi partinin grup kürsüsünden konuşturulması, Kandil üzerinden kurulan köprüler, Suriye’nin kuzeyindeki yapıların tanınması, yeni açılım senaryoları gibi konular kamuoyunun gündemini meşgul ediyor. Yaşanan bu tartışmalar, iş başında bulunan iktidarın gerçek niyetini deşifre etmeye yeterlidir. Bütün bunlara sebep olanlarla ilgili hükmünü elbette ki tarih verecektir. Ama bizim de söyleyeceklerimiz vardır.”

KİM HANGİ PLANI YAPARSA YAPSIN, ABDULLAH ÖCALAN DENİLEN O CANİBAŞI TIKILDIĞI DELİKTEN ÇIKAMAYACAK, TBMM’DE KÜRSÜYE GETİRİLEMEYECEKTİR”

Türkiye yaklaşık yarım asırdır terör belasıyla mücadele ediyor. Binlerce şehidin manevi yükü, binlerce gazinin sorumluluğu omuzlarımızdadır. Taşıdığı sıfat ne olursa olsun hiç kimsenin, şehitlerimizin manevi hatıralarına zarar vermeye ve onların aziz ruhlarını incitmeye hakkı yoktur. Gazilerimizi yeniden yaralamaya, onların onurlarıyla oynamaya da hakları yoktur. Buna asla izin vermeyeceğiz. Türk milleti müsterih olsun. Kim hangi planı yaparsa yapsın, abdullah öcalan denilen o canibaşı tıkıldığı delikten çıkamayacak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kürsüye getirilemeyecektir. Cesetlerimiz çiğnenmeden buna izin vermeyeceğiz.”

BİZ SARAY MUHAFIZI DEĞİL, TÜRK MİLLİYETÇİLERİZ!”

Lütfen dikkat edin ifadelerime şifreli sözlerle konuşmuyorum. Hiç kimseyle de milliyetçilik yarışına girmiyorum. Milliyetçilik bu milletin ortak değeri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de kuruluş felsefesidir. Hiç kimsenin bu mukaddes duyguyu inhisarına almak salahiyeti yoktur. Mazide yaşanmış güzel günlerin anısına saygıda kusur etmemek için de elimden geleni yapıyorum. Ama bayrağıma, milletime, istiklalime olan saygım her şeyin üzerindedir. Bebek katiline hürriyet, Müsavat Dervişoğlu’na tehdit öyle mi? Allah seni ıslah eylesin! Sen bizi ne zannediyorsun? Biz saray muhafızı değil, Türk Milliyetçileriz!”

İCAPSIZ MİLLİYETÇİLİĞİ TÜMÜYLE REDDEDİYORUM!”

Mazimiz ve mücadele geçmişimiz bugünümüze kefildir. İcapsız milliyetçiliği tümüyle reddediyorum! Kuru tehditlere pabuç bırakmayacağım. Herkes tarafından iyi bilinmelidir. Ben buraya gökten zembille inmedim. Ben her görüşten üç kuşağı temsil ediyorum. Birincisi benim içinde yetiştiğim nesildir. İkincisi benim yetişmeme katkı sağlayan benden önceki nesildir. Üçüncüsü de benim kuşağımın yetişmelerine katkı sağladığı nesildir. Bunların hiçbirinin başını yere eğdirmeyeceğim. Değerlerini pazarlık konusu yaptırtmayacağım. Kim ne yaparsa yapsın bu üç kuşağı sizlerle birlikte birleştireceğim ve yeni nesillerle buluşturacağım. Bu benim, bizim ve hepimizin tarihe ve milletime karşı vazgeçilmez sorumluluğumuzdur.”

BEN BAŞKALARINA DEVLET DEĞİL, TÜRK MİLLETİNE KENDİ İKTİDARINI VADEDİYORUM”

Nefsim ayaklarımın altında, idealleriniz başımın üstünde, meşaleniz elimdedir” diyerek konuşmasına devam eden Genel Başkanımız;

7 yıl önce başlattığımız bu büyük hareketi, hiç kimsenin şahsi hırs ve hedeflerini kurbanı ettirmeyeceğim. Ben başkalarına devlet değil, Türk milletine kendi iktidarını vadediyorum. Ben başkaları gibi iktidar karşıtlığından korkan muhalefeti de temsil etmiyorum. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin değerlerinde ve kuruluş felsefesinde buluşan herkesi, istiklal ve istikbalimizi koruyup kollamak üzere, adalette, hürriyette ve eşitlikte bir ve birlikte olmaya yani İYİ Parti’de buluşmaya davet ediyorum.” dedi.

YAŞASIN BÜYÜK TÜRK MİLLETİ, YAŞASIN BÜYÜK TÜRKİYE CUMHURİYETİ!

Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, konuşmasına son verirken salonu ayağa kalkmaya davet ederek şu sözleri hep birlikte söylemek için çağrı yaptı:

Türk Milleti diyeceğiz, böldürtmeyeceğiz! Türk Bayrağı diyeceğiz, indirtmeyeceğiz! Türk vatanı diyeceğiz, eksiltmeyeceğiz! Cumhuriyeti kaim, devleti daim eyleyeceğiz! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilelelebet var ve payidar olacağiz! Yaşasın büyük Türk milleti, Yaşasın büyük Türkiye Cumhuriyeti! Cumhuriyetimizin 101. yılı ve partimizin 7. kuruluş yıl dönümü kutlu ve mutlu olsun. Ne Mutlu Türk’üm diyene!“