Grup Konuşmaları
“AL ŞİMDİ BU İPİ, BAŞININ UCUNA AS!”
Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, partimizim TBMM grup toplantısında konuştu.
Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun konuşması sırasında salonda bulunan ekranlara Türk bayrağı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı yansıtılırken milletvekili sıralarında şehit fotoğrafları yer aldı.
Alkışlar eşliğinde grup salonuna gelen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğruna ölen varsa vatandır!” Bu toprakları bize vatan kılan ve bu topraklar üzerinde yaşamamızı sağlayan, bu uğurda hayatlarının baharında, canlarından vazgeçen ve toprağa düşen bütün şehitlerimizi şükran, millet ve rahmet duygularıyla anıyorum. Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum değerli dava arkadaşlarım.”
“GAYRİMİLLİ MUTABAKAT CEPHESİ İLAN ETMİŞLERDİR”
Vatandaşların yakıcı sorunlarını konuşmak ve çözüm önerilerini sıralamak istediklerini ancak buna fırsat bulamadıklarını belirten Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Ne yazık ki uzun zaman önce öngörerek uyardığım, daha geçtiğimiz hafta buradan ihtar ettiğim ‘en kötü senaryo’ uygulamaya geçmiş; Ak Parti- Milliyetçi Hareket Partisi – Cumhuriyet Halk Partisi ve DEM, lider ve yönetici kadroları eliyle gayri millî mutabakat cephesi ilan etmişlerdir. Normalleşme çağrılarıyla başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu niteliklerini ahlaksızca sorgulama cüretiyle devam eden süreç, dün itibariyle yanına İmralı ve Kandil katillerini de alarak büyük Türk milletinin varlığına açıkça savaş ilan edilmiştir.” dedi.
“ORGANİZE DARBE İLE NEFESSİZ BIRAKILABİLECEĞİMİZ BİR SÜRECİN İÇİNE İTİLDİK”
“Ben başkaları gibi ne anlama geldiği belli olmayan, televizyon programlarında ve gazete köşelerinde acaba ‘ne demek istedi ne yapmayı amaçlıyor?’ türünden tartışmaya açık cümleler kurmayacağım. Oldukça net, oldukça açık ve mümkün olduğu kadar kısa konuşacağım.” Diyen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Cumhuriyetimizin 101. yılına bir haftamız var. Bizimse kaybedecek bir dakikamız bile yoktur! Çünkü ihanet çemberi artık alabildiğine genişlemiş ve hayat sahamızı öylesine daraltmıştır ki, son bir organize darbe ile tamamen nefessiz bırakılabileceğimiz bir sürecin içine itilmiş bulunuyoruz. Bizler tarihe karşı sorumluluğu olan insanlarız. Kişisel ikbal kaygıları ve siyasi hesaplar üzerinden konuşamayız. Üç beş oy veya anayasa değişikliği için gerekli nisabı tamamlamak, Tayyip Erdoğan’ı bir kere daha cumhurbaşkanlığına aday yapmak uğruna, inandığımız değerlerden vazgeçip, ihanete el uzatmak düşüklüğüne asla katlanamayız.” ifadesini kullandı.
“BU İKTİDAR VE BAŞINDAKİLER GAYRİMEŞRUDUR!”
Genel Başkanımız; “Biz Allah’a inanır, hürriyetine aşık Türk milletinin cevheri aslisine güveniriz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten iktidar, tüm makam ve sorumlularıyla birlikte halkın can, mal, ırz ve namus güvenliğini korumak görevini çoktan bırakmıştır. ‘Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak ve yüceltmek’ diyerek, namusu ve şerefi üzerine yemin ederek görev ifa etmek zorunda olan saraydaki zat; bebek katillerinin itibarını, bebeklerin hayatına ve annelerin gözyaşlarına, hasta ve muhtaç vatandaşların acılarını, ailesinin parasına ve gücüne; Türk milletinin şeref ve haysiyetini ise milyonlarca ipsiz sapsız vatansıza tercih ettiğini, dahası bu bilinçli planı sonuna kadar sürdüreceğini, tüm söz ve eylemleriyle göstermektedir. Adına iktidar demenin bile artık gereksiz olduğu bu “yapı” tamamen meşruiyetini yitirmiş haldedir. Evet, bu iktidar ve başındakiler gayrimeşrudur! İktidardakiler, gayrimeşrudur!” diye ekledi.
“VERDİKLERİ EMİR VE TALİMATLAR DA GAYRİMEŞRUDUR!”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’ndan ve kanunlarından aldıkları yetkiyle görevini yerine getiren tüm kamu görevlilerine seslenen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zat ve onun keyfiyetiyle atadığı amirleriniz ve üstleriniz, siyasi ortak ve iş birlikçileri ile birlikte, devletimizin kurucu değer ve ilkelerine ve Türk milletine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmemektedirler. Kanunsuz emir ilkesi gereğince bugünden itibaren bu plan doğrultusunda verdikleri emir ve talimatlar da gayrimeşrudur!” dedi.
“BU ÜLKENİN GELECEĞİNİ, BU MİLLETİN İSTİKBALİNİ, BU DEVLETİN BEKASINI DEVLET BAHÇELİ’YE KARŞI SAVUNACAK OLMAK; RÜYAMDA BİLE GÖREMEYECEĞİM BİR ŞEYDİ!”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Alman Başbakanı ile olan basın toplantısında “Mültecilere kapımıza hep açıktır.” ifadelerine değinen Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu şu şekilde konuştu:
“Öyle ki; her türlü manevi ve vicdani değeri paraya tahvil edebilecek kadar alçalmış bu saltanatın, şahsi güç ve ikbalini sürdürebilmek ve 1918’deki işgalcilerin yarım kalan hesaplarını kapatmak için daha haince ve daha kökünden bir yıkım gerçekleştirmek adına ulaştığı boyutu; ülke 10 milyon kaçakla boğuşurken bile Alman başbakanı ile yapılan sığınmacı pazarlığının, canlı yayında çekinmeden söylenebilmesi şeklinde cüretkârca ve alçakça kendisini açıkça göstermektedir. Bu sebeple geldiğimiz noktada, kaybettiğimiz şey yalnızca demokrasi değildir! Kaybediyor olduğumuz şeyse ne sadece Cumhuriyet ne onun kurum, kural ve kanunları ne de bu Cumhuriyeti yeniden adaletle yükseltmek umududur! Kaybetmek istedikleri, yok etmek istedikleri; bu büyük devletimiz ve bu şanlı milletimizdir! Tarihe mal olmuş ve tarihin her döneminde var olmuş çok büyük bir milletin tarihte ilk defa devletini kaybetmesi tehdidi ve tehlikesidir! Kısaca, yüz yüze olduğumuz şey 106 yıl önce yaşadığımız işgal günlerinden farklı olarak düşmanın sancağıyla, ordusuyla gelip, mermisini ve süngüsünü kalbimize nişanlaması değildir. Türk’ü, Türk’ün sancağıyla; Türk’ü, Türk’ün sözüyle vurmaktır söz konusu olan! Ve Allah yukarıda şahit bu ülkenin geleceğini, bu milletin istikbalini, bu devletin bekasını Devlet Bahçeli’ye karşı savunacak olmak; rüyamda bile göremeyeceğim bir şeydi!” şeklinde konuştu.
“TARİHTE YAŞADIĞIMIZ İHANETLERİN EN BÜYÜĞÜ”
Genel Başkanımız; “Tarihte yaşadığımız ihanetlerin en büyüğü, en alçakçası ve en güçlüsüdür bugün karşımızda olan. Bu noktada, 15 Temmuz’dan öğrendikleri ihanet yöntemleri ile 1918’in işgal günlerinden aldığı kesin olan bu hükûmet ve onun ayaktaşları; feyz aldıkları yere borçlarını ödemek istemektedirler. İşte Türk milletinin ve her bir Türk insanının mücadele kararı ve cehdi bu sebeple hayatidir, ertelenemezdir, vazgeçilemezdir! Artık kendisini gizlemek ya da perdelemek gereği duymayan bu yıkım planı, vatanı aralarında paylaşamadıkları için vatanın üzerinde tepinmeyi tercih ettikleri darbe gecesinin bahanesi ile ortaya çıkan ve basit bir ittifakla kurulan başkanlık sistemi ilişkilerinden ötededir.” dedi.
“DELİLİK, DÜN İZLEDİĞİMİZ KALKIŞMAYI ANLATABİLECEK EN HAFİF TABİRDİR”
Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu şöyle devam etti: “Görüyor, okuyor ve anlıyoruz ki; bayrağında 3 hilal taşıyan, ömrünü Türk milletinin varlığına, Cumhuriyet’in bölünmez bütünlüğüne vakfetmiş rahmetlik Alparslan Türkeş’in partisini sarayın vesayetine bağlamış işbirlikçiler de, büyük bir gafletin içerisinde, bu korkunç bir ihanetin sesi olmuşlardır. Ve bundan daha vahim şekilde akıllarını ve izanlarını öyle yitirmişlerdir ki; elli bin insanımızın katilini, on binlerce Türk ve Kürt anasının dinmeyen gözyaşlarının asli failini, Türk Devletini bölme planlarının taşeronunu, yani İmralı canisi bölücübaşını, Gazi Meclis’e davet edecek kadar delirmişlerdir. Delilik, dün izlediğimiz kalkışmayı anlatabilecek en hafif tabirdir. Çünkü ağızlarından eksik etmedikleri Türk Milliyetçiliğini, Türklüğe ihanet ile bu kadar yakınlaştırabilmenin, bunu göze alabilmenin ve kulaklarına ezanla okunmuş o ‘büyük’ isimlerini böylesine kirletebilmelerinin başka bir izahı olamaz.”
“BİZİM CESETLERİMİZİ ÇİĞNEMEDEN, BU CANİBAŞI BU MECLİS’E GİREMEZ!”
“Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin, yani Türk Milliyetçiliğinin düşürülmek istendiği bu durumun başka bir izahı olamaz. Bebek katili ve terörist başı meclise gelip de DEM’in grup toplantısında konuşsunmuş, terörün bittiğini ilan etsinmiş. Haydi oradan! Burası, Mustafa Kemal Atatürk’ün Meclisi! Burası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yer! Burası millî egemenliğin yegâne tecelligâhı! Bizim cesetlerimizi çiğnemeden bu canibaşı bu Meclis’e giremez!’’
“AL ŞİMDİ BU İPİ, BAŞININ UCUNA AS!”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçmişte Erzurum meydanında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ip atmasını hatırlatan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, Bahçeli’ye şu sözlerle seslendi:
“Hatırlıyorsunuz değil mi? Erzurum meydanında Sayın Devlet Bahçeli Tayyip Erdoğan’a ip atarak ben asamadım asabiliyorsan sen as demişti. Buradan Devlet Bahçeli'ye sesleniyorum. Abdullah Öcalan’ı asamadınız ama bu büyük milletin hayallerini astınız! Şehitlerimiz gözlerini kırpmadan ölüme giderken asla ve kata sizin yaptıklarınızdan utandıkları kadar mutazarrır olmadılar. İdam sehpaları giden arkadaşlarımız bile gururla gittiler. Siz bu milletin vefasını astınız! Siz bu milletin utanç duymasına sebep oldunuz! Ondan sonra da çıkıp diyorsunuz ki bu milattır.”
Elindeki ipi fırlatan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Mademki milattır o zaman onun da bir hatırası olsun; bu büyük milletin anılarını yok ettiniz! Bu büyük milletin geleceğini kastettiniz; al şimdi bu ipi baş köşede başının ucuna as!” diye ekledi.
“CUMHURİYETİ VE ÜNİTER DEVLETİ KUMAR MASASINDA BİR MİRASYEDİ GİBİ HARCAMAYA YELTENEN BİR CHP YÖNETİMİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
MHP’nin yanı sıra CHP’nin de sürece dair tutumunu eleştiren Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu şu şekilde konuştu:
“Üç Hilal’i bu ihanete araç kılanlar gibi Altı Ok’u da bu gayri millî mutabakata katmak gafletinde olan, 31 Mart’ta seçmenin gösterdiği teveccühün ve verdiği mesajın mahiyetini anlamadan, Mustafa Kemal’in aziz hatırasını, Cumhuriyeti ve üniter devleti kumar masasında bir miras yedi gibi harcamaya yeltenen bir CHP yönetimiyle de karşı karşıyayız”
“DİYARBAKIR’A GİTMEK İÇİN EDİRNE’DEN İZİN ALACAK KADAR ŞAŞIRMIŞ VE KÜÇÜLMÜŞLERDİR!”
“İmralı’da ittifak kuranları görünce iktidar trenine binmek telaşına kapılmış ve Diyarbakır’a gitmek için Edirne’den izin alacak kadar şaşırmış ve küçülmüşlerdir! Adeta toplumda gözlenen cinnet hâlini yakalayıp hatta geçerek Mustafa Kemal Atatürk’ün ve aziz yüz binlerce şehit ve gazimizin, fikirlerini ve ömürlerini her bir tuğlasına harç diye kattığı bu devleti, Cumhuriyeti babalarının bahçesinden kopardıkları bir meyve gibi ikrama kalkışarak kurbanda dağıtılan et misali pay etmeye girişerek, unuttukları zekâtı verir gibi üleştirmeye çalışarak nihai yıkım planının yeni birleşeni olduklarını ispat telaşına girmişlerdir”
“DEVLET BAHÇELİ’YE VERDİĞİ CEVABA BAKIN, EL YÜKSELTİYORMUŞ! TÜRKİYE KUMAR MASASI MIDIR?”
“Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın günlerdir, haftalardır havaya bakıp ıslık çalması ve bugün bölücübaşına imtiyaz yarışında ben de varım hezeyanı lanet okunacak bir iktidar hırsıdır.
Devlet Bahçeli’ye cevap veriyor. Verdiği cevaba bakın; el yükseltiyormuş! Türkiye kumar masası mıdır? Kürtlere devlet vadediyormuş, Kürt kardeşlerimiz bu devletin bizim gibi ortaklarıdır. Kürt kardeşlerimizin bu milletin asil, eşit fertledir. Her sorunun öznesine Kürt kardeşlerimizi koyarak bundan siyasi rant devşirmelerine asla ve kata izin vermeyeceğiz!”
“HERKESİ BU KUTLU ÇATININ ALTINDA BULUŞMAYA ÇAĞIRIYORUM!”
“Merkez siyaset istediğimizin gerekçesi burada gizlidir.” diyen Genel Başkanımız; “Kişiselleşmiş siyasi hırslar ve hedefler, ortak aklı devreden çıkarmış, siyaset bir uçtan diğer uca savrulmuştur. İYİ Parti’yi tarihi bir sorumluluk beklemektedir. İYİ Parti millî ve manevi değerlerimizin buluşma merkezi, ülke yararına tüm siyasi fikirlerin kucaklaşma alanı olmalıdır. Bundan sonra burası Ötüken’dir. Burası Malazgirt’tir! Burası Çanakkale’dir! Burası Sakarya’dır! Burası Kocatepe’dir! Herkesi bu kutlu çatının altında buluşmaya çağırıyorum. Sevdası Türkiye, kaygısı Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği olan herkesi, birlikte kutlu bir mücadele vermeye davet ediyorum.” şeklinde konuştu.
“O DIŞ GÜÇLERLE BU İÇ CEPHE HER ZAMAN BİRLİKTEYDİ”
Devletin, işbaşındakiler yüzünden acz içine düşürüldüğünü, Cumhuriyet kurumlarının çalışamaz hâle getirildiğini vurgulayan Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Dün, demokrasi ve açılım süreçlerinin banisi dışarıdaki dostlarıyla iktidara taşınanlar; bugün, o makamlarda kalmak için yine aynı kapılara başvurmakta, bu sefer de tehdit ve korku davulları çalarak, sözde bir işgal tehdidiyle aklımızla ve gurumuzla alay etmektedirler. Biliyoruz ki o dış güçlerle, bu iç cephe her zaman birlikteydi, ortaktı ve iş birliği hâlindeydi. Şimdi ise Cumhuriyet’in tamamen ilgasına ve Türk milletinin azınlığa düşürülerek yok edilmesini amaçlayan bir yolda omuz omuza ve kol koladırlar” dedi.
“TÜRK MİLLETİ, BİR KARAR VERECEKTİR!”
“İşte tam da bugün olan biten her şey açıkça göstermektedir ki; Türk milleti, bir karar verecektir!” diyerek konuşmasına devam eden Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu şu şekilde konuştu: “Ya tarihiyle ve kimliğiyle Mustafa Kemal’den miras, Cumhuriyet ülküsüyle var olacak; ya da tek adam, ortağı ve iş birlikçileri tarafından cebren ve hile ile yok edilecektir.
Eğer ‘Ben, var olacağım’ kararını veriyorsa bu mücadelesine cehdedecek ve bundan asla taviz vermeyecektir. Varlığının ve istiklalinin başkaca bir yolu yoktur! Bu mücadelenin tarafları bellidir. Aklında ve kalbinde Türk milleti olanlarla onu kesin olarak ortadan kaldırmaya yemin edenler karşı karşıyadır. Varlığını, varlığına armağan edecek başka bir milleti olmayanlarla türlü kisve ve vesikalar içerisinde Türk Cumhuriyeti’ne kastedenler karşı karşıyadır. Kayıtsız ve şartsız olarak önümüzdeki seçenek budur” ifadesini kullandı.
“DÜN SAMSUN’A SADECE ÇIKAN 18 KİŞİYDİ. BUGÜN TBMM GRUBUNDA İYİ PARTİ 30 KİŞİDİR!”
Genel Başkanımız; “Sesimin ulaşabildiği, yurdun her bir köşesinde endişeyle, korkuyla, öfkeyle beni dinleyen büyük Türk milletinin evlatları; unutmayın! Dün Samsun’a sadece çıkan 18 kişiydi. Bugün TBMM grubunda İYİ Parti 30 kişidir! Ancak, her sabah ezanında, hilal ve yıldızın buluşmasını bekleyen; her 29 Ekim günü ruhunda bir Cumhuriyet yeşerten, her İstiklal Marşı’nda tarihe bir kere daha kükreyen milyonlarız! Bu devletin, bu vatanın, bu kürsünün Türk milletine meydan okunacak yer olmadığını anlatacak, egemenliğin kayıtsız ve şartsız sahibi olduğunu haykıracak Türk milletiyiz biz!” diye ekledi.
“ATATÜRK’E, TÜRK CUMHURİYETİ’NE BAĞLILIK YEMİNİ EDEN GENÇ TEĞMENLERİMİZ BİZİMLEDİR!”
“Peki yanımızda kimler vardır?” diye soran Genel Başkanımız; “1984’te Eruh ve Şemdinli’de ilk ihanet kurşunu sıkıldığından beri; karda, yağmurda, soğukta, ayazda, dağda, hendekte hain terör örgütüne karşı vatan ve haysiyet mücadelesinde şehit düşenlerin, gazi olanların, vatan toprağını kanlarıyla sulamış ordumuzun ve polisimizin ve onların bize emanet ailelerinin ve Mustafa Kemal Atatürk’e Türk Cumhuriyeti’ne bağlılık yemini eden genç teğmenlerimizin, ruhları, duaları, kalpleri ve selamları bizlerledir!” dedi.
“AHLAK VE VİCDANINI YİTİRMİŞ BU İKTİDAR, AKIL VE İZANINI YİTİRMİŞ ORTAĞI, VATAN TOPRAĞINI GEZMEK İÇİN İCAZET BEKLEYEN SÖZDE ANA MUHALEFET ARTIK BİZLER İÇİN YOK HÜKMÜNDEDİR!”
Cumhuriyet’i koruyacak ve kollayacaklarını vurgulayan Genel Başkanımız; “Biz onlarlayız onlar da bizimledir! Şüphesiz ki bu yolda Allah da yanımızda ve yardımcımızdır! Ahlak ve vicdanını yitirmiş bu iktidar, akıl ve izanını yitirmiş ortağı, vatan toprağını gezmek için icazet bekleyen sözde ana muhalefet artık bizler için YOK hükmündedir! Buradan bu büyük millete ilan ediyorum!” diye ekledi.
“ÖNCEDEN BAŞARAMADIKLARI ‘ÇÖZÜLME SÜRECİNİN’ NİHAİ SONUCUNA ULAŞMA PROJESİ”
“Bebek katillerine, teröristbaşına imtiyaz vermek yarışına girmiş bu şebekenin, arka arkaya en üst düzeyde yaptıkları açıklamalar gösteriyor ki; hepsi rolünü oynamaktadır.” diyen Genel Başkanımız; “Hepsi o role Türk milletini de sokmak istemektedir! Geçmişte olduğu gibi senaryo aynı kalemden, replikler aynı sestendir. Siyaset bezirganları, normalleşme, yumuşama diye başlayan kirli politikalarına, milletin geçit vermeyeceğini anlayınca; gayrı-millî bir mutabakat paktı inşa etmişlerdir. Siyasi geleceklerini, Türk milletinin ve Türk devletin bekasına tercih etmişlerdir. Ak Parti’nin, hep bir ağızdan ‘Darbe Anayasası’ hezeyanları, Eski Meclis Başkanı Kurtulmuş’un; ilk dört madde açıklamaları, Devlet Bahçeli’nin; teröristbaşı bebek katiline çağrısı, dün de bu bebek katiline tecritin kaldırılması önerisi, Özgür Özel’in; Devlet Bahçeli’yle yaptığı ardışık düet, terörün Meclis’teki uzantılarının hazırladığı 25 yıldan sonra koşullu salıverme imkânı sağlansın kanun teklifi, önceden başaramadıkları çözülme sürecinin nihai sonucuna ulaşma projesidir.” ifadesini kullandı.
“TÜRK MİLLETİ OLARAK YA İSTİKLAL YA İZMİHLAL KARARINI VERMEK MECBURİYETİNDEYİZ!”
Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu; “Anayasa Mahkemesi’nin sürüncemede bıraktığı kapatma davasının, terör örgütü propagandasını ifade özgürlüğü ilan eden kararı da bu yıllardır arkada pişirilen zehrin ağır ağır kamuoyuna zerk edilmesi hesabıdır. Bu ihanetin, bu gafletin, bu delaletin izaha muhtaç yanı kalmamıştır. İYİ Parti olarak tavizsiz duruşumuz ortadadır. Yarın değil, sonra değil, hemen şimdi; Türk milleti olarak ya istiklal ya izmihlal kararını vermeye mecburiyetindeyiz!” değerlendirmesini yaptı.
“O MUKADDESLERE ASLA VE KATA EL SÜRDÜRTMEYECEĞİM! O MAHREMİ ONLARA ASLA VE KATA KİRLETTİRMEYECEĞİM!”
Türk milletinin varlığının hedef alındığına işaret eden Genel Başkanımız; “Devletin ülkesi olmaz; devletin milleti olmaz açıklamalarının ve hepsinin uzattığı kirli ellerin adresi, Türk milletinin varlığı ve mahremidir. Kararım bellidir: O mukaddeslere asla ve kata el sürdürtmeyeceğim! O mahremi onlara asla ve kata kirlettirmeyeceğim!” diye ekledi.
“TÜRK MİLLETİ DİYECEĞİZ, BÖLDÜRTMEYECEĞİZ! TÜRK BAYRAĞI DİYECEĞİZ, İNDİRTMEYECEĞİZ! TÜRK VATANI DİYECEĞİZ, EKSİLTMEYECEĞİZ! CUMHURİYETİ KAİM, DEVLETİ DAİM EYLEYECEĞİZ!”
Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, konuşmasına şu sözlerle son verdi:
“Büyük milletim; gün, devletine yeniden sahip olma günüdür. Gün, iktidara sahip olanların, ortaklarının, ana muhalefetin, gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olduğu; şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit ettikleri ahval ve şerait içinde Türk istiklal ve Cumhuriyetini el ele kurtarmak günüdür! Türk milleti diyeceğiz, böldürtmeyeceğiz! Türk bayrağı diyeceğiz, indirtmeyeceğiz! Türk vatanı diyeceğiz, eksiltmeyeceğiz! Cumhuriyeti kaim, devleti daim eyleyeceğiz! Üstte gök çökmedikçe, altta yağız yer yarılmadıkça, ilelebet var ve payidar olacağız! Ne mutlu Türk’üm diyene!’’